Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Devrine İlişkin Bildirim Yükümlülüğüne Uyulmaması Sonucu Öngörülen İdari Para Cezasına İlişkin Düzenlemenin İptal

I. Giriş

3 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, Anayasa Mahkemesi’nin 18/01/2024 tarihli, 2021/28 Esas ve 2024/11 Karar sayılı kararı ile hamiline yazılı pay senetlerinin devrine ilişkin bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idari para cezası yaptırımı, suç konusunun ve yaptırımın tereddüde yer bırakmayacak şekilde kanunda açıkça belirtilmediği gerekçesi ile iptal edilmiştir.

II. İptale Konu Hüküm

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 562’nci maddesinin on üçüncü fıkrasının (b) bendinde 489’uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca bildirimde bulunmayanlara beş bin Türk lirası idari para cezası uygulanacağı belirtilmiştir.

 

Kuralın atıfta bulunduğu 489’uncu maddenin birinci fıkrası ise şu şekildedir:

Hamiline yazılı pay senetlerinin devri

MADDE 489

(1) Hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılacak bildirimle hüküm ifade eder. Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirimde bulunulmaması hâlinde, hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, bu Kanundan doğan paya bağlı haklarını gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanamaz.

Söz konusu hükümde hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin şirket ve üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade edebilmesi için zilyetliğin geçirilmesi suretiyle payı devralan tarafından Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirim yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre hamiline yazılı pay senedine sahip olanlar, Türk Ticaret Kanunu’ndan doğan paya bağlı haklarını Merkezi Kayıt Kuruluşuna gerekli bildirim yapılıncaya şirkete ve üçüncü kişilere ileri sürememektedir.

III. Anayasa Mahkemesinin Değerlendirmesi ve Kararı

Dava dilekçesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun 489’uncu maddesi uyarınca bildirim yapmayanlara yönelik idari para cezası getirildiği ancak bildirim yükümlülüğünün süresinin kanunda açıkça belirtilmediği, bu durumun belirsizliğine yol açtığı ve bu hususun yönetmeliğe bırakılmasının Anayasa’nın 38’inci maddesinde düzenlenen suçta kanunilik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

 

Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca yasaklanan fiilin yanı sıra bu yasaklanan fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak açıklıkta, anlaşılır ve sınırları belirli olarak kanunda gösterilmesi gerektiğinin altı çizilerek gerek kuralda gerekse atıfta bulunulan maddede bildirimin hangi süre içinde yapılması gerektiğine ilişkin bir düzenleme yer almadığından bahisle kuralın kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda idari para cezası uygulanmasını öngören Türk Ticaret Kanunu’nun 562’nci maddesinin on üçüncü fıkrasının (b) bendi iptal edilmiştir.

IV. Değerlendirme

Türk Ticaret Kanunu 489’uncu madde düzenlemesi 7262 sayılı “Kitle İmla Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun” ile yeni baştan düzenlenmişti. Yapılan değişiklik ile hamiline yazılı pay senetlerinin devri bakımından bir bildirim yükümlülüğü getirilerek anonim şirketlerde payın serbestçe devredilmesine ve pay sahibinin anonimliğine etki edilmesi ve böylelikle de anonim şirketler eli ile suç kaynaklı malvarlığı değerlerinin aktarılmasının ve terörün finansmanının önlenmesi amaçlanmaktaydı.

 
489’uncu maddenin birinci fıkrasında bildirimde bulunulmaması halinde paya bağlı hakların gerekli bildirim yapılıncaya kadar kullanılamayacağı ve maddenin ikinci fıkrasında da hamiline yazılı pay senedine bağlı hakların şirkete ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna yapılan bildirim tarihinin esas alınacağı belirtilmiştir. Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ’in 5’inci maddesinde de bildirimin payı devralan tarafından veya devralan tarafından şirkete başvurulması durumunda şirket tarafından yapılması gerektiği belirtilmiştir.

 
Dolayısı ile devralan tarafından bildirim yapmamanın veya şirketten bildirim yapılmasını talep etmemenin hukuki sonucu, haklarını şirkete ve üçüncü kişilere ileri sürememek ya da geç yapılması halinde paya bağlı hakları ancak bildirim tarihinden itibaren ileri sürebilmektir. Güncel mahkeme kararlarında da bu doğrultuda içtihat oluşmaya başlamıştır. Örneğin, genel kurul kararının iptali istemi ile açılan bir davada davacının gerekli bildirimi Merkezi Kayıt Kuruluşu’na yapmaması nedeni ile davanın husumet dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine neden olabilmektedir.


Anayasa Mahkemesi kararı bakımından ise bildirimde bulunmama fiiline yaptırım da bağlanmış olduğundan bu noktada suçta ve cezada kanunilik ilkesine uygun düzenlemeler yapılıp yapılmadığı önem arz etmektedir. Anayasa Mahkemesi kararında belirtildiği üzere kanun koyucu hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin ne kadarlık bir süre içinde Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilmemesi hâlinde kabahatin işlenmiş sayılacağı hususunu atlamış ve kanunda herhangi bir düzenlemede bulunmamıştır. Bu nedenle söz konusu iptal kararının yerinde olduğu ve Türk Ticaret Kanunu’nda yeni bir düzenleme ile bu eksikliğin giderileceği kanaatindeyiz.